Top-ads

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Bu daha Başlangıç! - Tünay Süer

By | 11:43 Leave a Comment
Bu daha Başlangıç!
Asansörde üst komşumla karşılaştım. Gözün aydın Tünay Hanım, Balbay özgür bırakıldı dedi.
Teşekkür ettim kendisine.
Sonra bana samimi olarak sordu;
Ergenekon Silahlı Terör Örgütü (!)diye bir şey var mı Allah aşkına?
Hayır, asla böyle bir örgüt olmamıştır.(Oysa kaç kez anlatmıştım ona)
Öyleyse hayali bir şey, neden adı Ergenekon’dur?
Ergenekon, Kök-Türkler çağını anlatan Büyük Türk Destanı'nın bir parçasıdır.
Hımmm, anlaşıldı, en büyük Türk Atatürk’ten ve onun yolundan gidenlerden intikam almak,
Türklüğü yok etmek, hakir göstermek adına yapılan tamamıyla siyasi bir komplodur. .Öyle mi?
Evet, evet. Tamamıyla düzmece ABD senaryosudur.
Sokak kapısından çıkana kadar ayaküstü lafladık sonra o, sokağın sağına ben soluna gitmek üzere ayrıldık.
Üst komşum beş vakit namazında, örtülü bir bayandır. Siyasetle filan pek ilgilenmez ama nedense AKP yanlısıdır.
Fırına ekmek almaya giderken yolda düşünmeye başladım. Allah Allah, ara sıra zamlardan şikâyetçi olsa da bana bu güne kadar böyle sorular sormazdı. Neden acaba diye geçirdim içimden.
Sonra kendi sorumu kendim yanıtladım. Onunla sohbetlerimde Atatürk’ü, devrimlerini, AKP nin ne yapmak istediğini anlatmaya çalışırdım. Demek ki artık o da bir şeyler çözmeye, uyanmaya başlamıştı.  Hoşuma gitti.
Gülümsedim ve mutlu oldum.
****
Balbay’ın özgürlüğüne buruk sevindim.
Eşinden, çocuklarından, ailesinden sevdiklerinden ayrı, ömründen beş koca yıl demir parmaklıklar arasında geçti.
O yıllar onun için kayıp.
Kaybolan yıllarını kim geri verebilecek? İmkânı var mı?
Ne lanet Ergenekon’muş ya.
Kimler tutuklanmadı ki?
Bu vatanın peygamber ocağı denilen ordusunun en değerli komutanları,
Tarihte ilk defa Em. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ
Halkın oyları ile seçilmiş milletvekilleri,
İşçi Partisi Genel Başkanı Prof Dr.Doğu Perinçek,
Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu
Diğer bilim adamlarımız,
Tuncay Özkan ve diğer gazetecilerimiz.
Saymakla bitmez ki.
Senelerdir özgürlüklerine prangalar takılmış, eşinden, çocuklarından, ailesinden sevdiklerinden ayrı kalan bu insanların ailelerinin çektikleri çileleri düşündükçe kahrolmamak elde değil.
Vicdanı olan herkesin bunu hissetmesini isterdim.
Onlar bizim kahramanlarımızdır. Hiç bir zaman başlarını eğmediler, hep dik durdular.
Onlarla gurur duyuyoruz.
Ne için esir alındılar?
Bildiğimiz esir iki ülkenin harbi sırasında veya yenilen tarafta olur değil mi?
Bizde böyle bir şey olmadığına göre neden esir diyorum o zaman?
Harpte değiliz ve kendi ülkemizin değerlerini bazen tek tek, bazen beşer onar hiçbir suçları olmadan önceden hazırlanmış senaryolarla yargısız infaz ederek zindanlara kapatmak, esir almak değil de nedir?
İddialar;
'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek' Örgüt kurmak, kara propaganda yapmak v.s.( Rejimi değiştirmek isteyen iktidar suçlu değil midir?)
Bunların hepsinin yalan ve düzmece olduğunu biliyoruz. Takke düştü kel gözüktü artık.
Mesela Yargıtay 9. Ceza Dairesi 361 sanıklı Balyoz Davası'nda hakkındaki mahkûmiyet hükümlerinin sanıkların cezalandırılmasında yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin inandırıcı delil bulunmadığından beraat kararı verilmesi gerektiğinden bozulmasına karar vermiş birçok sanık (bence sanık değil vatanseverler)tahliye edilmişti. O kadar uğraşmalarına rağmen delilleri kamuya ispatlayamamışlardı. Çünkü hepsi sahte idi.
Dün Ulusal Kanalda genç Perinçek’i dinledik. Ermeni katliamının yalan olduğunu belgeleriyle ispat etmişti. Sırf susturmak amacıyla başına gelmeyen kalmadı. Başka bir ülkede olsaydı yaptıkları ile belki madalya verip başlarının üzerinde taşırlardı ama ne yazık ki burası Türkiye ve iktidarda AKP var.
***
"Gülen'i Bitirme Kararının 2004’te MGK'da Alınmasının ortaya çıkmasıyla bulgur sıkıştı derler ya aynen öyle. Foyalar meydana çıktı ve İktidar sıkıştı.
Karşılıklı tehditler, kasetler havada uçuşmaya başladı. Böylece,Halk, AKP ye ve hoca efendiye bağlı dindar kesim uyandı.
Ve herkes anladı ki Türkiye’de karanlık işler dönüyor ve işler gittikçe bölünmeye kadar gidiyor.
Ordumuz neden tasfiye edildi, vatanseverlerimiz neden hücrelere kapatıldılar meydana çıktı.
Son bir örnek, 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin  “seçilme haklarının ihlal edildiği” ve “tutukluluğunun makul süreyi aştığı” gerekçesiyle hak ihlali kararı verdiği Balbay’ın tahliyesine karar verdi. 4 yıl 277 gündür tutuklu bulunan Balbay böylece özgür kaldı.
İktidara güven kalmamıştır artık.
Bugün Mustafa Balbay’ın özgürlüğüne kavuşması hepimizi sevindirdi ama ya diğer esirlerimiz?
Evet, hepsi ama hepsi serbest bırakılmalı özgürlüklerine kavuşturulmalıdırlar.
Artık o kapıların açılması gereklidir. İkiyüzlülüğü meydana çıkan İktidar buna mecburdur. Belki biraz zaman kazanmaya çalışacaklar ama,zaman fazla uzamamalıdır.
Bu tahliye diğerlerine emsal olmalıdır.
Ben hukuki yönünü bilemem bildiğim tek şey varsa o da Silivri, Sincan, Maltepe ve diğer tutuk evlerinde esir tutulan ordumuzun değerli komutanları, gazetecilerimiz, akademisyenlerimiz, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek derhal tahliye edilmelidirler.
Verilen hükümler hükümsüzdür çünkü.Bunu değerli hukukçularımız takip edecekler ve bırakmayacaklardır. Bizler de yine yüz binler olarak Silivri’ye gitmeli seslerimizi yükseltmeliyiz. Bu vatanda dürüst savcı ve hâkimlerimizin olduğuna ve hukukun üstünlüğünün galip geleceğine yürekten inanıyoruz.
Saygılarımla
TC.Tünay Süer
Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa

0 yorum: