Demokrasilerde siyasal eğilimlerin bir yükseliş, bir de alçalış ritmi vardır. Bir siyasal eğilimin en üst noktaya vardıktan sonra şiddet ve hızından kaybederek alçalmaya başlaması, demokrasinin doğası gereğidir. Her siyasal eğilim, demokratik siyasal yaşamın doğal mecrasında bu inişli ve çıkışlı çan eğrisini çizecek, demokrasi, bu ritimde oluşan bir süreç olarak devam edecektir. Ancak demokrasilerde bu ritmi zorlayan, hatta bu ritmi imkânsız kılan liderler de çıkmıştır. İşte “seçilmiş diktatör” denilen onlardır. Hitler, Başbakan Brüsning’e “demokrasinin temel ilkesi bütün gücün halktan kaynaklandığıdır” diyordu (Onur Öymen, Demokrasiden Diktatörlüğe, s. 148). Oysa aynı Hitler, “milli irade”den bir “diktatör” yaratılabileceğinin siyaset tarihindeki başat örneğidir. Siyasetçi (lider), temsil ettiği ve en üst düzeye ulaştırdığı siyasal eğilimin o derecesi ile yetinmeyip ondan onun “optimum”unu yaratma (sınırlarını zorlama) hırsına kapılmışsa, demokrasideki ritim, yerini artık bir “demokrasi krizi”ne bırakmış demektir. Türk siyasal tarihi bunun örnekleri ile doludur. “Milli irade benim” diyen Demokrat Parti, bununla yetinmemiş, seçimle gelip bir daha gitmemek üzere yargıyla, basınla, hatta “Ben yedek subaylarla da idare ederim” diyerek orduyla oynayarak milli iradeyi “Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz” gibi “maksimal” bir gerilim noktasına taşıyıp demokrasi krizi yaratmıştır.
Bugün olan
Bugün de bir “milli irade” fetişizmi içinde Türk demokrasisi, maksimal bir gerilim noktasına taşınmış görünmektedir. Nedeni, “İki kişiden biri bize oy veriyor” deyip demokrasiyi, kafalarında önceden var olan “dinsel dünya görüşü”nün kavram çerçevesine sıkıştırmak istemeleridir. Üstelik “kindar” bir dindarlık adına yaşam tarzlarına doğrudan yapılan bu müdahale, eğitimden tutunuz da yönetime, siyasete, hukuka, ahlaka, bilim ve sanata kadar her alanda, hep kendi kopyalarını üretmek isteyen bir buyurganlığa, bir tahakküme dönüşmüştür. İktidar, dinin demokrasilerdeki “inanç ve ibadet özgürlüğü”nün sınırları içinde yaşanması ile yetinmeyip, dinden dinin optimumunu yaratma çabası içine girmekle gerilimi artırmıştır. Bir “huzur” (genişleme) ritmi olarak yaşanan dinle yetinmeyip bir “üstyapı” kurumu olan dini, demokrasinin üzerinde şekilleneceği temel “altyapı” kurumuna dönüştürmek, demokrasiyi dine koşmak (çektirmek), iki kişiden oy veren biri olan “yetmez ama evetçiler”i, Atatürk’e, Cumhuriyete, askere sövmeyi “demokratlık” sayan liboşları bile rahatsız etmiştir. Esasen, “yeniden inşa” dönemine geçildiğinde, bugün kendilerine destek olan liberallerle yollarının ayrılacağı, çok önceden ilan edilmiştir.
Dil yaramız
“Milli irade” deyip milletin yarı iradesini “kizbi” (sakat, yanlış) iradeden sayan, “İki kişiden biri bize oy veriyor” deyip yurttaşların yarısını bir başka yarısı lehine feda eden bu milli irade softalığı, Şeyhülislam Yahya Efendi’nin dizeleri ile yalnızca “dil (gönül) hanelerimizi yıkıp taş üstüne taş komamak”la kalmamakta, Cumhuriyeti de “kiriş”lerinden ayırmaktadır. Nasıl mı?İşte “hafız” geleneğine bağlı dörtlü eğitim, zühdi zihniyete dayalı bilim, Kâbe’de, hacda resetlenmiş (sıfırlanmış) beyin, içine tükürülesi sanat ve resim, şalşepik türbana dolanmış giyim derken şimdi de psişizmlerinin görünmeyen derinliklerinde yumulmuş uyurken, birden bire doğuveren “haremselamlık” öğretim! Bir adım sonrası herhalde bir sınıfta beyaz Amerikan bezinden yapılmış “paravan” arkasında ders veren kallavi sarıklı erkek öğretmenle, sadece burnu ve gözleri açıkta kalan çarşafa bürünmüş kadın öğretmenlerdir. Olmaz demeyin, Isparta’da bir okul müdürü, ilk adımı atmıştır; zira adım adım gelmişlerdir. 5 yıl önce yalanlanan, hatta “birileri çıkıp yeni sorun alanları icat ediyor” diye grupta azarlanan “kamuda türban” çıkışı, 5 yıl sonra bir akşam vakti, demokratikleşme (aslında dinselleşme) paketinden çıkıvermiştir. Hey gidi İran, mollalar diyarı hey!
Ancak
Kirişlerinden ayrılmış bir Cumhuriyetle vermek istedikleri tek bir mesaj vardı: Atatürk’le buraya kadar! Fakat olmadı. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Demokrasiyi, “dini hayat bütünlüğünde”, dini kavrayış ve davranış ölçüsü ile toplumu terbiye etmeye indirgeyen bir milli irade dayatması karşısında “yüreğine, sinirine dayan diyecek direncinden başka bir şeyi kalmayan (Rudyard Kipling; Adam Olmak şiirinden)” Türk insanı yalnız yönetime, eğitime, siyasete değil, “iki kişiden biri bize oy veriyor” deyip ormanlara, meydanlara, parklara, şimdi de özel yaşamlara musallat olan bir zihniyete karşı “döküp ortaya varını yoğunu”, destansa işte budur deyip feriştahını yazmıştır. Devlet nişanlarından silseler de devletin “alnı”ndan onu silmenin imkânsız olduğunu “yok böyle sevgi” dedirten sel olup kanıtlamıştır. Şimdi onun doğduğu evi, okuduğu okulları biz restore ettik deyip resimleri ellerde gösteriliyor, dolaştırılıyorsa, nedeni, “onsuz da olurduk” densizliğinin, naralarının ulusun “şükran dolu” sinesinde yankı bulmamasından, un ufak olmasındandır.
İbrahim Türkeş Hukukçu, Felsefeci/Cumhuriyet
Top-ads
Blogger tarafından desteklenmektedir.
Popular Posts
-
Önce Kağnıyla Kamyonu Yendiler Sonra Kağnıyı Uçurdular! Kurtuluş mucizesini anlamak için dünyada hiç bir ülkede, hiçbir dönemde herhangi bir...
-
Merhaba, programımıza blogger sponsorluğunda HatunMania ile devam ediyoruz. Yine güzeliz yine çiçeğiz anlayacağınız. Bu defa ki güzelimiz bi...
-
Konnichi wa yavru kuşlar. Ailenizin damadı, biricik yavrusu damat ferit yine önemli bir toplum sorununa el atmak için karşınızda olacak. Y...
-
İstanbul merkezli yolsuzluk operasyonundan sonra bizzat Başbakan Erdoğan, “Devlet içinde bir çete var” dedi. Destekçisi gazeteciler ise “Y...
-
İnönü ailesi(Soldan sağa: mevhibe İnönü, Ömer İnönü, Özden İnönü, Erdal İnönü, İsmet İnönü) Benim çocukluğumdan başlayayım... Babam Başbaka...
-
Merhaba. Yine gündem değiştirecek, fantastik bir yazı ile birlikte olacağız siz sevgi kelebekleriyle. Her yazımda olduğu gibi bu yazıyla da...
-
İleri Demokrasi ile yönetilen Türkiye’de, Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu’nun boyutlarının 100 milyar Euro olduğu söyleniyor. Devletin bank...
-
Merhaba, geçen aylarda evlenilecek erkek kimdir diye yazdıktan sonra neden evlenilecek kızların özelliklerini yazmıyorsun diye çeşitli teh...
-
Merhaba. Ülkemizi seviyorum gençler vallahi. Her gün bir olay her gün bir gariplik, komiklik. Yine bunlardan birini masaya yatıracağım. Ya...
-
Merhaba fantaya sarı kola diyen güzel insanlar, güzel kız nasıl olur başlıklı anketimiz sona ermiş durumda. Tam on gün sürdü anket ve 52 ki...
Categories
- 11 temmuz 1995
- acun ılıcalı
- adanalı olmak
- Ahmet Tan
- Ali Tartanoğlu
- Aliexpress Türkçe Destek Sitesi
- amsterdam
- anket
- arabesk müzik
- aşk
- aşkın bir günü
- Aydınlık yazarları
- Ayşenur Arslan
- balayında maymun sevmek
- Bedri Baykam
- Bekir Coşkun
- betwin us
- beyin bedava
- Blog Dünyası
- blog ödülleri 2011
- blog tanıtımı
- blogcuları bekleyen tehlikeler
- blogleaks
- Bozkurt Güvenç
- Bülent Soylan
- can bonomo
- Can Dündar
- Celal Şengör
- Cengiz Özakıncı
- chp
- Coşkun Özdemir
- Cumhuriyet yazarları
- damat ferit
- damat ferit ile moda
- değer
- desperate housewives
- dizi
- Doğan Kuban
- doktor
- doktor kız
- Dr. M. Galip Baysan
- Eğitim
- Emin Çölaşan
- Emine Ülker Tarhan
- Emre Kongar
- Erdal Atabek
- Ertuğrul Kazancı
- eurovision şarkısı
- evde blog yazmak
- evlenilecek kız
- ezgi asaroğlu
- fashion
- Fırat Kozok
- film
- finduilas
- french oje
- genel
- Gündem
- Gündüz Akgül
- Güner Yiğitbaşı
- Gürbüz Evren
- güzel kız nasıl olur
- harem
- hastalardan öğrendiklerim
- Hatun Mania
- Hayrettin Ökçesiz
- hazine
- Hikmet Çetinkaya
- Hikmet Sami Türk
- Hollanda
- Işıl Özgentürk
- ideal kız
- İlhan Cihaner
- İlhan Taşçı
- inside i am dancing
- İrfan O. Hatipoğlu
- İsmet İnönü
- Karamel Kahve Saç Rengi Ve Modelleri
- kareli gömlek
- Kemal Baytaş
- Kemal Kılıçdaroğlu
- kız tavlama teknikleri
- kızlar
- Köşe Yazıları
- lazanyam
- leah
- leyla ile mecnun
- love me back
- Maffionista
- maltepe güzellik yarışması
- markalar
- Mehmet Ali Güller
- Mehmet Faraç
- Mehmet Halil Arık
- mektup
- Merdan Yanardağ
- Meriç Velidedeoğlu
- MimMania
- Mine Kırıkkanat
- mini etekli kız
- miss maltepe
- moda
- moda blogu
- mrs. baros
- msn
- Mustafa Balbay
- Mustafa Mutlu
- mühendis kız
- mühendis kızlar nasıl tavlanır
- Müyesser Yıldız
- Necati Doğru
- Necla Arat
- Nusret Ertürk
- olmadiibastan
- olmaz
- Ondan bundan
- Orhan Bursalı
- ortak nokta
- öğretmen kız
- öneri
- pazarlama
- polyanna
- ramazan sohbetleri
- Rıza Zelyut
- rory o'shea
- rüyalar
- Sabahattin Önkibar
- Sağlık
- sarışın
- Saygı Öztürk
- Sevgi Özel
- sevgili
- Sinan Meydan
- Siyaset
- soğuk havada mini etek giyn kız
- Soner Yalçın
- Sözcü yazarları
- spot ışığını arayan kız
- srebnenitsa soykırımı
- srebrenica
- şehit
- Tarih
- taviz
- tipitip
- Tozlu.com
- Tünay Süer
- Türkiye
- Uğur Mumcu
- ukturk
- ukturk abi
- ukturk hoca
- yabancı müzik
- yalaka
- Yaşar Nuri Öztürk
- Yaşar Öztürk
- Yazı Dizileri
- yeni katilimci Göksu
- yeni nesil bloggerlar
- Yurt Yazarları
- Yüksel Pazarkaya
- Zeynep Oral
0 yorum: