Önerilerimi bir eylemler bütünü içerisinde yapıyorum. Kimileri bunları tek tek ele alıp kızmayı seviyorlar. Bu bütünü birlikte düşünüp, eylemleri sırasıyla yaptıklarında bugünkü yıkımları yaşamayacaklarını göreceklerdir. Umarım, birgün bunu başarırız.
● Cumhurbaşkanının kişisel suçlardan dolayı yargılanmasının erteleneceği yaygın görüştür. Ancak ceza soruşturmasının veya davasının konusu yeminden önce, yemine aykırı fiilleri içeriyorsa, CB seçilen adayın göreve başlatılmaması gerekmektedir. Yemin ederken yalan söyleyen ya da yeminini şimdiden çiğnemiş olan birinin göreve başlaması mantıken ve ahlaken yanlış bir durumdur. Göreve başlatma bu soruşturma ve dava sona erinceye kadar bekletilmeli, yargılama mümkün olan en kısa sürede tamamlanmalıdır. O makama şaibeyle değil, aklanarak çıkılmalıdır. Bir ulusun ve devletin hak ettiği asgari bir temizliktir bu.
● Günün soruları:
1) Cumhurbaşkanı seçilmiş bir yurttaşın hâlâ bir partinin işlerini yürütüyor olması sizce ülke yasalarına uygun mudur?
2) Uygun değilse bir kamu suçu işlemiyor mudur?
3) Bunu gören yetkili savcılığın doğrudan takibata geçmesi gerekmiyor mu?
4) Bunu yapmayan yetkili savcı da suç işlemiyor mu?
5) Bu da bir kamu suçu değil mi?
6) Bu savcı hakkında da bir kamu davası açılmak zorunda değil mi?
7) savcılar tükeninceye kadar bu durum böyle gider mi?
8) Bu soruların sorulabildiği bir ülkede hâlâ can güvenliğinizin bulunduğunu düşünüyor musunuz?
● Silahla yapınca darbe oluyor da, parayla yapınca demokrasinin zaferi mi sayılıyor !
● Kılıfçılarla hukukçuları birbirinden ayıran tek ölçüt dürüstlüktür.
● Siz uyuşturmazsanız, vicdan uyuşturucu kullanmıyor.
● Ama bir tohum kayayı çatlatır!
● 11 Ağustos 2014 "Yeni Sevr"in ilk günü!
● Anayasa suçlarını işleyenler, işletenler unutmasınlar ki, anayasaların bekçileri vardır. Bunların anayasalarını korumak için, başka bir çare bulunmadığı takdirde, "direnme" gibi bir doğal hakları vardır!
● Şimdiye kadar terörle mücadele ettiniz. Şimdi ya savaşacaksınız ya da teslim olacaksınız. Bugün getirildiğimiz nokta budur. Yarına, teslim olmak kalacak. Sonraki güne sürülmek, kalanlara kölelik var. Daha sonrakilerinde anımsamak istemeyen ağır bir utanç çökecek üstünüze!
Ne mi yapmalı bunlar olmasın diye?
Herkesin koşulsuz silahını bırakıp, sosyal, demokratik, laik bir hukuk devletini tüm ayrıntılarında kurmak için düş ve düşün birliğinde olmaları, bu yoldan ayıracak sevdalara kapılmamaları, ellerinden geleni esirgememeleri gerekiyor.
Başka bir çıkış yolu göremiyorum.
● Yurdun ufkunu cahillerin cüreti, hırsızların hırsı, siyasetçilerin ihtirası, yobazların kör inancı sardı. Bu kara bulutu dağıtmanın yolu dürüst, bilgili, bilge ve insana inanan yurttaşların büyük bir özveriyle ve cesaretle eyleme geçmeleridir. Bu yolda olmayan istemese de öbürünün yolundadır. Kimse ona buna oy vermiş, birkaç süslü laf etmiş olmakla bizi ve vicdanını kandırmasın.
● Hiç düşündünüz mü, Hoca'yı göle maya çaldıran nedir?
● Bazı sorular sormak içindir, diye düşünürüm hep.
● Her hayvan evcildir. Kendi evindedir. Özgecidir. Yaban olan, bencil olan, yurtsuz duraksız olan bizleriz. Kendimizi evcilleştirmeliyiz.
● Eleştirel düşünmeyi öğretmek de ne demek? Unutturmayalım, yeter!
● Muhalefetin iktidarı eylemdir.
● Kürkçü dükkanına tilkinin postu döner. Kimse bunu iyi bir şey sanmasın.
● Bugün medya patronları ve uşakları, toplama kamplarında Nazilere çavuşluk yapan Yahudilere benziyorlar.
● Kötülerin iyilerini seçtikçe, kötülerin kötüsü oluyor yaşamımız sonunda.
● Düşünün, biri anayasanın üzerinde tepiniyor ve hiç bir savcının aklına, sen ne yapıyorsun, demek gelmiyor. Hiç bir yurttaş savcılara ne duruyorsunuz, demiyor! İşte Cumhuriyet'i yıktıklarının açık kanıtı budur. Çünkü Cumhuriyet Yurttaş demektir. Yurttaşsız kalmış bir cumhuriyet demokrasinin vatandaşına emanet edilince böyle oluyor.
Hayrettin Ökçesiz/Bilim Teknoloji/Cumhuriyet/22 Ağustos 2014
11 Ağustos 2014 "Yeni Sevr"in İlk Günü! - Hayrettin Ökçesiz
By Unknown | 12:04
Leave a Comment
0 yorum: